bugün

entry'ler (645)

3 temmuz 2011 fenerbahçe ye terör saldırısı



21.04.2014

aziz yıldırım'ın ne söylediğinden bihaber fenerbahçelilerin detayına bir daha bakması gereken saldırı.

tamam mıyız genco?

3 temmuz 2011 fenerbahçe ye terör saldırısı

9 ekim 2015 tarihinde mahkemelerce tescilenmiş saldırıdır. bu saldırıyı kim, hangi amaçla yaptı? mantığı neydi? neden fenerbahçe?okumaya ayıracak zamanı olanlar için; buyrun.

sene 2011... fenerbahçe'nin önünde korkunç derecede parlak bir gelecek var. lokal rakiplerinden belirgin üstünlükleri var:

dünyada kimsenin hak iddia etmeye cüret edemeyeceği ''toprak sahibi'' olduğu bir stad.
avrupanın en büyük kulüplerinde görülebilen koltuk-kombine-loca satışları.
lokal satışları avrupada top 10 seviyesinde fenerium.
henüz satılmamış hisse senetleri.
en az vergi borcu.
henüz satılmamış ve 100 milyon dolar edecek stad isim hakkı.
dünya teknoloji devi bir firma ile masada duran 10 yıllık forma reklamı anlaşması, uluslararası sponsorluk mutabakatı (samsung).
devlet ile tamamlanmış kenan evren lisesi mutabakatı, arazi üzerine 200 mağaza kapasiteli yapılacak ve aylık kira getirisi minimum 1 milyon lira olacak AVM.
avrupa'da hiçbir kulübe nasip olmayacak kalite ve değerdeki topuk yaylası.
yıldız holding ile ortak mülk, avrupanın en önemli 5 kapalı spor salonundan biri olan Fenerbahçe Ülker Arena.
kurtköy millenium villaları.
fenerbahçe eğitim kurumları, fenerbahçe lisesi, YÖK masasında bekleyen üniversite projesi.

Bunlar bildiklerimiz. tüm bu varlıkların yanında yönetilebilir seviyede bir borç, neredeyse limitsiz banka kredibilitesi, piyasa güveni, diğer 3 büyük kulübün toplamından daha yüksek borsa değeri ve en önemlisi ''25 milyon kişilik destek ve ölüme şarkı söyleyerek yürüyebilen 500.000 kişilik kadıköy-cadde ordusu''. siz türkiye'de bundan daha değerli, daha potansiyeli yüksek bir kurum ismi söyleyin şimdi, ondan da bahsedelim. ve aziz yıldırım...

icat edeninin ifadesiyle paralel yapı diye nam salmış ve iktidarın 13 yıl maşalığını yaptıktan sonra ''rant kavgası''na yenik düşmüş bir terör örgütü, bu muazzam oluşumun hiçbir şekilde yanına yaklaşamıyor. (öyle ki bu camiadan bir avukat fenerbahçe'ye araya yöneticimiz nihat özdemir'i koyduğu halde veto yiyor. 17-25 aralık tapelerinde efend,m babacığım'la geçen diyalogların içinde dahi fenerbahçe yönetiminde yer alacak şahısların ne kadar önem arz ettiğini dinleyebiliyoruz; isim isim tartışılıp maa'ya yönlendiriliyor.) bu paralel terör örgütü istediği her yeri ele geçirmişken, istediğinin kalemini kırıp istediğini padişah yapabiliyorken aziz yıldırım'ın fenerbahçe'sine boyun mu eğecekti?

haberler gönderildi. tehditler ardı ardına... ''uzun vadede çekil, yönetime isimler verelim, 5 yılın sonunda bu arkadaşları aday göster, olması gereken bu.'' söylemlerin üzerinde korkunç bir siyasi baskı, aba altından sopa göstermeler, ''bakın genel kurmay başkanı'nın neleri çıkıyor, sizin zor duruma düşmenizi istemeyiz'' güzellikleri, neler neler. cevap: siktir git fetö.

şimdi bir oyun planı olmalı. aziz yıldırım'ı sebepsiz ve içi boş hamlelerle yok etmek imkansız, oluşacak tepki kontrol edilemeyebilir. ne yapmalı? oluşturulacak ortamda bizimle ortaklık etmeye değecek menfaatler sağlayabilecek olan ve kamuoyunu inandırmaya yardımcı olabilecek aktörler kim? paralel savcılarımız ok, paralel emniyetçiler ok, medya ok, peki futbol camiası? nasıl ikna edeceğiz?

elbette federasyonla. elbette eli uzatabildiğin en derin yere kadar koyduğun helvacı, arıboğan, köksal... operasyon bitince bu isimleri de operasyonun bir ayağı olacak noktalarda muhafaza etmeli. sadece şehir kulüpleri trabzon veya bursa; (beşiktaş ve galatasaray'ın fenerbahçe ile kafa kafaya tokuşturulmasının sonuçları hesaplanamaz) kim fenerbahçe'ye yakınsa o da maşa olacak. peki operasyondan doğacak sportif/ekonomik rant kimin? helvacı'nın, köksal, arıboğan'ın yuvasına...

galatasaray'a...

sene 2011. galatasaray'ın ligi bitirdiği seviye 8.lik. borç gırtlakta, uefa'nın eli gırtlakta, gelirler yaklaşık 10 yıl temlikli, satılacak taşınamaz riva'nın detaylarında bilinen/bilinmeyen engeller... elde avuçta hiçbir gelir yok, stad devletin, istediği an çekip alabilir. bankalarda kredi skoru sıfırın altında, siyasilerin ricasının hacizleri engelleyemediği günler. stadlarda makara; kurban derileri cimboma.

peki sonra? fenerbahçe uçup giderken galatasaray'ın yok olma aşamasına gelmesi? neler olur?

federasyonun sponsorluk ve naklen yayın gelirleri büyük oranda düşer. lokal rekabet biter, bu rekabeti afyon gibi kullananların gücü kaybolur. digiturk mahvolur, fenerbahçe kazandıkça fark da büyümeye devam eder.

sene 2011. bu tarihten sonra 4 yılın 3ünde şampiyon galatasaray. uefa, federasyon ve sponsorlardan bu dönemde toplanmış para 110 milyon euro'dan daha fazla. eh, bir nebze toparladık durumu,, bu dönemde eskiye nazaran daha az harcama da yapıp tutumlu olduk. sonra? bu kadar olana bitene rağmen tarih 7 ekim 2015; galatasaraylı yöneticinin ''seneye mali kriterlerden avrupaya gidemeyebiliriz'' açıklaması... peki ya 3 temmuz operasyonu yapılmasaydı? ya bu gelirler de olmasaydı? eyvah.

tüm bu operasyonlarla alınan sonuçları toparlayalım:

- haraç vermeyi kabul etmeyen, fenerbahçe'yi kimseye peşkeş çektirmeyen aziz yıldırım yok edilebilir.
- türkiye'de kitleleri en çok peşinden sürüklemiş kurum dilenen şekilde yönlendirilerek muazzam bir gücün ve sempatinin, en önemlisi şahısların parayla yapamayacağı reklamlar yapılabilir.
- türkiye'nin afyonu futbol ele geçirilerek siyasi rüzgarı istenilen şekilde değiştirebilir.
- türkiye'de rekabetin dengesi sağlanır.
- verilebilecek en büyük gözdağı ile herkes sindirilebilir imajı tamamlanır.

arada kimler kaynar?

olgun peker diye bir mafya karakteri ekleyelim, davanın inandırıcılığı artar.
birkaç zavallı futbolcu ve aziz yıldırım'ın çevresindeki birkaç yönetici karıştıralım, sportif ikna yüksek tutulur.
emenike-vederson gibi kendini savunmaktan dahi aciz kişilerin üzerinde oluşacak algı yönetimi kolaydır.
mehmet ali aydınlar isimli kahraman ortaya çıkarılabilir.
aman nihat özdemir gibi havuz aktörlerine bişey olmasın, ilk fırsatta aradan çekelim.

sonuç? gün gelir Allah hepinizin belasını verir, gün gelir tüm gerçekler ortaya çıkar;

satılık savcıların ülkeden kaçar
satılık kalemlerin hapsi boylar
satılık emniyetçilerinin terörist olduğu ispatlanır
terör örgütü ilan edilip kırmızı bültenle aranırsın
lokal operasyonu görememiş uefa başkanı dahi bloke olur
şenes erzik'in kaçacak delik arar
sahte delillerin, uydurulmuş tapelerin şahsiyetli insanlar tarafından yok edilir
baransu'lar zindanda çürür, rok'lar asena'ya evrilir.

kumpas deşifre.

bütün bunlara, kanıtlanmış gerçeklere rağmen elbette ''şike var'' kafası da bir süre yaşayacaktır. varsın yaşansındır, bu söylemler cumhuriyet tarihinin en büyük intikamının alınmasını sıcak tutmak için bizlere motivasyon olacaktır. alet olunan pisliğin alet olanların yüzünden silinmesini engelleyecektir, ve biz onları böylece daha kolay tanıyacağız. ''ne şikesi? ülke elden gidiyor!'' diyen adam, şimdi sizlere bu öngörü gücüyle yeni bir taht hazırlayacak, biz de sizi üzerine oturtacağız.

fenerbahçe'nin maddi zararı 200 milyon euro'dur. kurumsal kimliğin haksız yere yıpratılıp kaybettirilen değeri; aziz yıldırım, yöneticiler ve futbolcuların yok edilen maneviyatlarının karşılığını hukukçularımız bu rakamın üzerine ekleyecek.

meselesi ''şike işte şike'' olan insanların kadri, meselesi ''onur savaşı'' olan insanların kudreti karşısında perişan olacaktır.

şimdi vakit, ilk formasını üzerine giydiğinde gözyaşlarına boğulmuş fenerbahçeli çocukların intikamının alınacağı vakittir.

he yarr.m he, ancak haluk ulusoy'la başlamış tarihinin aklına ekleyebildiği kadarıyla yetiştir şimdi lafını. şimdi senin bağırıp kıçını yırtacağın, fenerbahçe'nin en az 10 yıl sürecek hükümdarlığının başlayacağı haftayı kutluyoruz, haydi sen de gel katıl bize.

16 ocak 2014 olympiakos barcelona maçı

real madrid'in bu sene finalde kime gömeceğini kestirebilmek açısından önemli maç.

ali ismail korkmaz

her gün o ara sokaktaki ecel videonu izliyorum. karım 'yeter artık' demesin de ona kızmayayım diye gizli gizli hem de. her gün sen o sokakta kaçarken seni kolundan yakalayan allahsızı izliyorum. her defasında ''hadi bir adım kaldı kurtulacaksın, çek kolunu hadi'' salaklığıyla. her gün sana sopayla nasıl vurduklarını izliyorum. sopayı havada tutup tam kafanın orta yerine denk getirmek için bekleyen ve son gücüyle vuran o allahsıza sövüyorum, biraz daha kollarını kaldır diyorum, ''kafanı koru ulan, hadi ali!''. her gün sen yerde vicdansızca tekmelenirken ıskalasınlar diye yalvarıyorum. hiç değilse bir defa be.

seni bir gün olsun unutursam kanım kurusun. ve 19 yaşında aşk dolu canına kıyan o allahsızlara bunun hesabını sormazsak, o itlerin yüzüne yüzüne ''ali ismail korkmaz fenerbahçe yıkılmaz'' diye bağırmazsak allah sesimizi bedenimizden kessin.

biz kaç ali'yiz ulan zalim, kaç sopan kaç palan kaç silahın var ulan kansız?!

yeter misiniz?

tanrı nın kırbacı

(bkz: flagellum dei)

kuz optik

gözlük saat mücevherat satan ancak hırdavat işiyle uğraştığını zanneden personeller çalıştıran bir firma.

sattıkları ürünler elinizde patladığı gibi bu patlamadan hemen sonra ''servise koçum serviseeeeee'' muamelesi görür, üç kuruşluk bir saat için yaşadığınız moral bozukluğuna paha biçemezsiniz. iade-değişim gibi ''yasal hak''lar bu firmada yoktur, git şikayet et kardeşim tadı ise nefistir. birçok deneyimden sonra sikayetvar.com da okunanlar aslında bu saatçi tipli değişik arkadaşların iş yapma ahlakını daha güzel yansıtıyor. hani olur da burası ile ilgili bir arama yapılır, bu adamlara bulaşılır mı falan baabında; cevabım: vazgeç dostum.

özet: kaldırımda free shoptan gelmiş saatlerine 500 lira fiyat çekip 7 liraya bırakan zenci saatçilerinden hallicedir.

fenerbahçe

açtığı cas davasını geri çekerek camiasını 50 milyon eurodan eden, daha da önemlisi takımı ligden çekmeyip şerefini ayaklar altına seren geri zekalıların sonunda geleceğini de yok ettiği, uefa'ya göre şike yapmış, federasyona göre yapmamış spor kulübü.

3 temmuzdan sonra bu takım 2 alt lige düşmeliydi. tek çare buydu. konu suçlu olmak ya da olmamak değil; psikolojik tatmin noktasına ulaşılacak tek eylem buydu. galatasaraylısı trabzonlusu tatmin olacaktı, uefa tatmin olacaktı. asıl önemlisi taraftar tatmin olacaktı; bu takımı ligden çekmek onun şerefine dil uzatanları ıssız, berbat bir lige mahkum etmekti. gelirlerini sıfıra düşürmekti. juventus küme düştüğünde milan, inter gibi kulüplerin ne hale düştüğü gayet yakın bir örnekti. her şey gözlerinin önündeyken neden bunu yapamadılar? neden 'siz bize iftira atıp ceza veremezsiniz, biz gerekeni yaparız' noktasına gelinemedi. neymiş efendim bunu yapmak suçu kabul etmekmiş, madem böyle bir şey yok, madem iftira, sonunda suçsuzluğunu ispatlayacağın bir süreçten neden korkuyorsun? neden bu iftirayı atanların yüz yıl içinde yanacağı bir kazanın altını yakmıyorsun?

cas süreci hikayedir. cas pazarlık falan dinlemeyecektir, açtığı davayı geri çekmenin tek karşılığı suçun varlığını göz önünde bulundurmaktır. cas geçti bor'un pazarıdır, sür eşeği niğde'yedir. peki şu anda niğde neresidir?

ortaya çıkıp 'ilhan helvacı ve lütfi arıboğan denen şerefsizlerin oyununa getirilerek avrupa nezdinde suçlu bulunan fenerbahçe'yi onu yönetenler olarak ligden çekiyoruz, sizin suçlu demeye götünüzün yemediği bu kulübü sizlerin tatmini için, bizi suçlu ilan edip birbirinizin götünü yalamanız için sizi baş başa bırakıyoruz' yeridir niğde. o kupayı yurtiçi kargo'ya verip trabzon'a göndermektir. içerde bir yıldan fazla yatmış bir adam bunu çevresel baskı yüzünden mi yapamayacak? ölmüş eşek kurttan korkar mı? derdin ne daha? ssk pirim günü dolmak üzere olan kuyt meireles alves yobo gider diye mi korkuyorsun? ulan lugano niang santos gitmedi mi bu yüzden? hatta alex? neden alex'i aykut yüzünden göndermediğini açıklayamıyorsun? yedik mi bunu? bilmiyor muyuz?

siktir git artık sevgili başkanım. siktir git lütfen. mike ehrmantraut'un dediği gibi, neden huzur içinde ölmemize için vermiyorsun?

edit: ligden çekme konusu genel kurulun karar vereceği bir konudur, aziz yıldırım'ın canının istediği gibi yönettiği genel kurulun.

eksi 5000 için karma sıfatı önerileri

(bkz: rasim ozan kütahyalı)

türkiye nin en itici insanı

(bkz: rasim ozan kütahyalı)

sizi çok seviyoruz ve ananızı öpeceğiz

şu anda taksimdeki eylemcilere söylenenlerin özeti. net.

gelin süper kupa yı omuz omuza izleyelim

görmeden ölmek istemediğim birkaç görüntüden biri.

tomanın üzerine biji kürdistan yazan direnişçi

(bkz: paint terk)

bi siktir git denilen kominist zırvaları

geleneksel faşist zulmüne yeğdir. zırvası bile.

2002 yılında yapılıp şimdi yapılamayan şeyler

tüm bu isyanın/itirazın sadece AKP'ye yapıldığını zannedenin soracağı soru.

bu izlediğin 'polis devlet' yapısına bir itirazdır. bu gördüğün demokratik haklarını hiçbir zaman kullanamamış olanların isyanıdır. bu anneye babaya yapılanın, çoluğa çocuğa misliyle yapılacağını görenlerin isyanıdır.

bu 'özgürlük' isyanıdır.

2002'de özgür müydük? 1992'de? ağzımızı açtığımızda 'komünist' olmadık mı? üstelik olsak sanki suçmuş gibi!

çarşı taksim e yürüyor

kahramanların gövde gösterisidir. şu an oraya ulaşma imkanı olan herkes bu muhteşem anları yaşamak için gitmelidir.

çarşı kansız faşistlere karşı!

eylemler ortasında öpüşen aşıklar

copy paste gençliğidir. gerek yok.

ılımlı islam cumhuriyeti

dünya kamuoyunun türkiye için kullandığı ifadedir.

bülent arınç için alternatif kask yanıtları

+kask?
-valla bence roberto Carlos Sivas'a hoca olacağına Galatasaray'a sol bek olsa daha iyi olurdu.

abdullah cömert i kim öldürdü

valiliğe göre kimliği belirsiz kişi ya da kişiler.

biber gazı

ithaldir. başbakanımızın ihracatçılar birliğinde yaptığı konuşmada nedense bu konu gündeme gelmemiştir. halkımızın yeni isyan konusu bu da olabilir; kendi biber gazımızı bile üretemeyecek miyiz lan?